AK Parti İstanbul Milletvekili Metin Külünk, başta CHP olmak üzere Cumhurbaşkanlığı sistemine muhalif olanlara seslenerek, ‘Öyle bir anlatıyorlar ki, parlamenter sistem meşru, cumhurbaşkanlığı gayri meşru. Anayasa değişikliğine pazartesi günü başlayacağız. Bu değişikliğe biz karar vermeyeceğiz, biz sadece bunun millete gitmesine karar vereceğiz. Niye korkuyorsunuz; hodri meydan; 330 ile geçer, gideriz millete. Millet ya evet, ya hayır der. Niye kaçıyorsunuz, biz hodri meydan diyoruz.’ şeklinde konuştu.
Metin Külünk, Sağlık-Sen Teşkilat Eğitim Programı’nın 5. Sine katılarak 15 Temmuz ve Başkanlık sistemi konulu konferans verdi.
15 Temmuz’un arkasındaki kirli aklın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’sız Türkiye’de her şeyi eski ayarlarına dönüştürmek istediğini söyleyen Külünk, ‘avucunuzu yalarsınız’ dedi.
KUVVETLER AYRILIĞI DEĞİL, BİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR
Türkiye’nin kuvvetler ayrılığı değil kuvvetler birliği ilkesine ihtiyacı olduğunu söyleyen Metin Külünk, vatandaşların sandıkta adalet, refah ve güvenlik için yetki verdiğini, belirterek, “Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir karizmatik lider olmasa, rektörler, yargı, asker durur mu; hiçbirisi durmaz, çünkü sistem onlara ‘konuş’ diyor. Böyle bir ülke birlik yakalayabilir mi? Bunların sağlanması için kuvvetler ayrılığına değil, kuvvetler birliğine ihtiyaç var” şeklinde konuştu.
Parlamenter sistemin güçsüzlüğüne dikkat çeken Metin Külünk, sistemin merkezinde otoriter bürokratizm olduğunu, Ankara’da sistemin ağırlık merkezinin 61 ve 82 anayasası ile meşruiyet bulmuş otoriter bürokratizm olduğunu ifade etti.
Parlamenter sistemde yetki ve gücün milletten alındığı, cumhurbaşkanlığı sisteminde ise sanki babadan oğula geçecek bir saltanat algısı oluşturulmaya çalışıldığını da belirten Külünk, “Kuvvetler ayrılığının esas olduğu yarı başkanlık, başkanlık, parlamenter sistemleri meşruiyetini sandıktan alır. Sistem değişikliği olunca 5 yıl seçim olmayacak, güvenoyu olmayacak, gensoru olmayacak. Halkın doğrudan desteklediği bir sistem hayata geçecek. Bir daha 7 Haziran yaşanmayacak. Halktan doğrudan yetkisini almış sistem ve yasama ortaya çıkacak.” dedi.
179 YILDIR 15 TEMMUZ YAŞIYORUZ
Mustafa Reşit Paşa’nın Sened-i İttifak’ı padişaha dayatıp, saraya ilk karşı çıkışı ve gücü ele geçirişi ile ülkemizde 1839’dan beri 15 Temmuz yaşandığını söyleyen Ak Parti Milletvekili Metin Külünk, bu sebeple 15 Temmuz’un bir akşama mal edilecek gece olmadığını kaydetti.
15 Temmuz’un, 179 yılın ayrılmaz parçası olduğunu belirten Külünk, darbenin arkasındaki kirli aklın, İslam’ı tasfiye etmek, Müslümanları etken değil edilgen hale getirmek istediğini kaydetti.
Küresel sermayenin çökeceğini, emeksiz, üretimsiz dünyayı para üzerinden yöneten aklın iflas ettiğini de belirten Külünk, buna karşılık İslam dünyasının söyleyecek sözü olması gerektiğini kaydetti. “Nerede bereket ekonomisini konuşacak entelektüeller. Nerede Recep Tayyip Erdoğan ‘faizsiz ekonomi’ dediğinde, o cümlelere sahip çıkacak, arkasından gidecek iş dünyası?” diyen Külünk, “Bugün dünyada küresel sermaye ile milli devletler arasındaki mücadelenin en kesintisiz ve yoğun olduğu dönemleri yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.
‘İnsanlık yeniden burada dirilecek’ mesajının güçlü olduğu topraklarda önemli bir aşamada olduğumuzu da söyleyen Milletvekili Külünk, ikinci milli istiklal savaşı verdiğimizi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şahsında bütünleşen, liderliğinde buluşulanın ikinci kurtuluş savaşı olduğunu kaydetti.
ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANI OLACAĞINI BİLSELER BU KADAR YETKİ VERMEZLERDİ
Anayasa’da, cumhurbaşkanlığına bu kadar büyük yetkinin verilmesinin, milli iradeyi kontrol etmek ve milletin tercihlerinin hayata geçmesinin önüne geçmek amaçlı olduğunu da ifade eden Külünk, “Anayasa’nın 104. maddesindeki yetki; ‘millet parlamentoda kendi kaderini değiştirecek bir değişiklik yapmak isterse’ diyedir. Bunun amacı, milli iradeyi tel örgülerle çevirmek, milletin egemenlik hakkını zaptı rapt altına almaktır. Cumhurbaşkanına bu kadar yetkiyi niye vermişler; bilseler ki, Recep Tayyip Erdoğan gibi bir cumhurbaşkanı çıkacak, yenimle söylüyorum 82 anayasasına böyle bir yetki koymazlardı.” şeklinde konuştu.
Programın sonunda, Memur-Sen Genel Başkan Vekili ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, konferansın anısına Metin Külünk’e ebru tablo hediye etti.