Anadolu’dan Önce Halep’te Vardık
16 Aralık 2016, Cuma

Tarihçi Prof. Dr. Mehmet Çelik, Halep’in ülkemiz, milletimiz ve tarihimiz açısından Halep’in öneminin büyük olduğunu, Anadolu’dan önce Türkmen şehri olan Halep’te olduğumuzu söyledi. Çelik, Halep’te hiç Arapça bilmeden Türkçe ile bir insanın yaşayabileceğini ifade etti. 1984 yılında gittiği Halep’te Türk kimliğinin, Şam’da ise Arap kimliğinin dikkat çektiği tespitinde bulunan Çelik, Halep’te Kuvayi Milliye ve Müdafai Hukuk cemiyetlerinin kurulmuş olduğunu kaydetti. 

Teşkilat Eğitim Programlarımızın üçüncüsünde konferans veren Prof. Çelik, Halep’in Dünü ve Bugünü hakkında bilgi verdi. 

Bugün Halep’te yaşanan katliam ve vahşetin anlaşılır ve kabul edilebilir olmadığını söyleyen Çelik, “Halep’te yaşananları gördükçe, insanın Nemrut, Firavun gibi zalimlerden özür dileyesi geliyor. Bugünkü silahlar icat edilmeden yapılan savaşların bir ahlakı vardı. Savaş meydanında askerler karşılaşırdı. Kadınları, yaşlıları, çocukları katletmek savaşın ahlakına sığmazdı.” Şeklinde konuştu. Avrupa’nın bu konudaki sicilinin bozuk olduğunu söyleyen Prof. Çelik, “Şövalyeler, Kudüs’e girdikleri zaman, ressam ve tarihçi getirdiler. Bunu hep yapıyorlardı. Bu sebeple, kaynağı en fazla olan savaşlar, haçlı seferleridir. Kudüs kuşatmasında, katledilen Müslümanlar’ın kanı, pencerelerden taştı. Selahaddin Eyyubi Kudüs’e girdiğinde, haçlı dünyası, katliam bekliyordu ve kendi belgelerinde, bu katliamın yapılması konusunda yüzde yüz haklı olduğunu yazıyorlardı” dedi. 

Bugün, Suriye denildiğinde, yardım edelim, denildiğinde ‘Ne işimiz var Suriye’de, bizim de fakirlerimiz var’ diyenlerin olduğunu söyleyen Çelik, Halep’in anlamının büyük olduğunu her türlü yardım ve vefayı hak ettiğini kaydetti. Çanakkale’ye savaşmaya gelen Halepli’nin, ‘Çanakkale’de ne işim var’ diye sormadığını belirten Çelik, daha sonra şunları söyledi: “Çanakkale, imparatorluğun son savaşıydı. Endonozya, Malezya, Türkistan, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Yunanistan, Afrika’nın bir çok ve Ortadoğu’nun tüm ülkelerinden çocuklar oradaydı. Türkiye’den en fazla şehit coğrafi yakınlığı sebebiyle Manisa’dan olmuştur ve Manisa’nın 2 bin 700 şehidi vardır. Halep’ten 4 bin çocuk şehit olmuştur. Halepli çocukların Çanakkale’de ne işi vardı, ‘bize ne’ dediler mi? Şam’dan 6 bin çocuk şehit oldu. Tevhid’le şirkin, hilalle haçın son savaşıydı. Oraya katılanlar dönmek için gitmediklerinin şuurundaydılar.”

Bir çocuğun bir yeri acıdığında anne, baba ya da en yakınına hitap ettiğini ve yardım istediğini belirten Çelik, Kur’an okuyarak yardım isteyen çocuğun Allah’tan başka kimsesinin kalmadığını ortaya koyduğunu ifade etti. Bu tablonun, gelinen noktayı anlamak için önemli olduğunu söyleyen Prof. Çelik, yardım elinin bir an önce uzatılması, ateşkesin kalıcı olarak sağlanması gerektiğini belirtti. 

PAYLAŞ :